Ortaklık Yapmadan Önce Mutlaka Düşünmeniz Gereken 5 Şey

Başarılı şirketlerin arkasında her zaman başarılı ortaklıklar vardır. Fakat şu da unutulmamalı; çok başarılı olabilecek bazı şirketler de, kötü ortaklıklar sonucunda ortadan kaybolabilirler. Bu yüzden başarılı olabilmenin sırlarından bir tanesinin doğru ortaklığı yapabilmek olduğunu söylemek mümkün.

Doğru ortaklık için nelerin düşünülmesi, nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda bu konuda deneyimli olan bazı girişimcilere kulak vermemiz en mantıklısı olacaktır.

İşte o girişimcilerin ortaklık hakkında anlattıkları;

1. İçgüdülerinize güvenin.

— Jack Canfield

Elde ettiğim başarıların tümünü, sahip olduğum ortaklıklara borçluyum. Aslında, ortaklık için iki net beklentim var. Birincisi; ortaklık yapacağım kişiyi insan olarak sevmeli ve ona güvenmeliyim. İkinci beklentim ise; benim tek başıma yapamayacağım bir şeyi o/onlar yapabilmeli. Sevmek ve güvenmek öznel şeyler, fakat önemli olan ve ortaklık süreçlerinde benim öğrendiğim, içgüdülerimi dinleyip onlara güvenmek idi. Gittiğim yol bana doğru gelmiyor ise, diğer yola sapmak her zaman daha doğru olmuştu.

Ortaklık konusunda yapabileceğiniz en büyük hata ise; her iki tarafın rollerini, limitlerini, tazminatlarını, çıkış stratejilerini açıkça belirleyip bunları dokümante etmemeniz olacaktır. Karşılıklı güven, ortaklığın en önemli kriterlerinden biridir fakat işe başlamadan önce ortağınızla aynı sayfada olduğunuzdan emin olmanız da aynı derecede önemlidir. Yanlış anlaşılan çok küçük bir detay ilerde başınızı ağrıtabilir.

Kurallar yazıya dökülmediği sürece insanların farklı yorumlamaları ve beklentileri olması çok muhtemeldir.

2. Ortağınızı en az bir yıldır tanıyor olun.

— Tai Lopez

Bir iş ortaklığı yapmadan önce ilk baktığım şey, potansiyel iş ortağımı en az bir yıldır tanıyor olmak. (Bazı psikolojik ve bilimsel çalışmalara göre, insanlar gerçek kişiliğini yaklaşık bir yıldan sonra gösteriyorlar.)

Çünkü iş ortaklığı, evlilik gibidir. Birini tanımadan onunla evlenemezsiniz. Evlenmeden önce en az birkaç kişiyi tanırsınız ve sonunda birisiyle evlenirsiniz. Bu süreçte insanların düşüncelerini okumayı, onları daha net tanımayı öğrenirsiniz. Yürümüyorsa, yolunuza devam edersiniz. İş ortaklıklarını da tam olarak böyle görmeye çalışın.

 
Ortak olurken yapabileceğiniz en büyük hata, çok hızlı davranmaktır. Eğer acele ederseniz ve ortakların sorumluluklarını doğru şekilde tanımlamazsanız kendinizi tüm işlere koştururken bulabilirsiniz.

Ortaklık sözleşmesini yaparken, ortağınızın sorumluluklarını ve kendi haklarınızın tümünü açıkça yazın. Örnek olarak: “ A, B, C işleri ile haftada 30 saat ilgilenirsin, 5 saat de D işi için ayırmalısın.” Siz ne kadar açık olursanız, ortaklığınızın batma olasılığı da o kadar düşer.

3. Ortaklıktan mutlaka keyif alın.
— Roberto Orci

Yapacağınız ortaklık harika bir işbirliğine dönüşebilir, ama en büyük kâbusunuz da olabilir. Doğru partnere karar vermek için matematiği kullanın. Eğer 1+ 1 = 2 ise, bu ortaklık sizin için doğru değildir. 1 + 1 = 3 olmalı ki ortaklığınız sadece iki ayrı kişinin bir araya gelmesinden ibaret olmasın. Eğer öyle olacaksa eksik olduğunuz alanlarda dışardan destek almanız, ortaklıktan daha mantıklı olacaktır.

Ayrıca ortaklık yaptığınız kişinin, belirli alanlarda sizden daha iyi olması gerekiyor. Çoğu zaman insanların egoları yüzünden, güzel ortaklıklara izin veremediklerine tanıklık ettim. Çünkü genelde partnerinin yetenekleri ve yapabilecekleri onların gözünü korkutuyordu. Reklamcılığın babası olarak nitelendiriken David Ogilvy ise konu hakkında şöyle diyor, “kendinizden daha zeki insanları işe alın”.

Ve eninde sonunda bu ortaklıktan keyif alacağınızdan emin olun. Sonuçta, uzun vadeli bir iş evliliğine doğru yol alıyorsunuz. Hayatınızın büyük bir kısmında bu ortaklığın izlerini göreceksiniz. İnişler ve çıkışlar bolca görülecek. Hatta zaman zaman test edileceksiniz. Tüm bunları, keyif almadığınız bir ortaklık için göze alamazsınız. Ortağınızın özgeçmişinin ne kadar dolu olduğu ya da ne kadar prestijli olduğu sizi kandırmasın. Eğer keyif almıyorsanız bu ortaklık bir noktada bitecektir.

4. Ortağınızın kişiliğini öğrenin, onun beynini okuyun.

— James Swanwick

Potansiyel iş ortağımdan istediğim ilk şey, kişilik testidir. Bu testler, beyinlerin x-ray’i gibidir. Karşınızdaki insanın kişilik özelliklerini bilmeniz, onunla işbirliği yapmadan önce çok önemlidir. Çünkü daha önce de belirtildiği gibi ortaklık, evlilik gibidir. Partnerinizi tanımamak, ilerde en büyük pişmanlığınız olabilir.

İkincisi ise; benden farklı, benim özelliklerimi tamamlayıcı nitelikte özelliklere sahip olan ve benimle aynı vizyonu paylaşan birisi olması. Önemli olan partnerinizi sadece sevmeniz değil, eskiden ben de böyle düşünüyordum. Eğer siz, dışadönük bir bireyseniz, daha içedönük bir kişiyle ortaklık yapmanızı öneriyorum. Eğer şirketin yüzü sizseniz, ihtiyacınız olan kişi arka planda genel operasyonu yürütecek birisi olabilir. Aynı şekilde, eğer siz operasyonel işlerde iyiyseniz, belki de daha dışadönük, şirketin yüzü olabilecek birine ihtiyacınız vardır. Bahsedilen tamamlayıcı özellikler tam olarak bu.

Benim ortaklık konusunda yaptığım en büyük hata ise 3 ayrı kişiyle partnerlik yapmaktı. Horozu çok olan köyde sabah geç olur sözünü doğrular nitelikte. İlk olarak birbirinden farklı kişiliklerin ve düşüncelerin bir arada olması iyi bir fikir gibi gelmişti fakat bu durum çok sayıda çekişmeye, ego savaşına ve yeni engellere yol açarak işleri bariz şekilde yavaşlatıyordu. En mükemmel senaryo, 2 veya 3 partnerlik ortaklıklardır, 4 çok fazla olabiliyor.

5. Bir şekilde aynı noktada buluşun.

— Chris Plough

Kendi yaptığım ortaklıklarda, iki tarafın da kazançlı çıkacağı, uzun vadeli ve iyi ilişkileri esas alan bir formatı tercih ederim. Yaptığımız sözleşme de karşılıklı anlaştığımız noktaları ve liderliğin değişmesi durumunda ortaya çıkacak olan sigorta durumunu içerir. Bu noktaya gelene kadar oturup şunları konuşuruz:

Bir, temel değerlerimiz. Karşılıklı güven inşa edebilecek, karşınızdaki insanın temel değerlerine saygı duyacak bir ortak noktada buluşabiliyor muyuz diye bakarız. Böylece işlerin zorlaştığı ve ilişkilerin stres altına girdiği noktalarda birbirimize karşı belirli sınırları aşamıyor oluruz.

İki, iş bölümü. İş yükünü eşit şekilde paylaşırız, böylece işe aynı yerden başlayabiliriz. Bununla birlikte korkularımızı, tutkularımızı ve isteklerimizi de paylaşarak aynı yolda ve vizyonda olduğumuzun sağlamasını yapmış olabiliriz.