Döviz Kuru Değişimlerinin Şirketleri Etkilememesi için “Hedging” Yapmak
Döviz Kuru Değişimlerinin Şirketleri Etkilememesi için “Hedging” Yapmak
Doların 3.10, euronun 3.50 seviyelerinde olduğu bugünlerde, geçmiş dönemde döviz ile borçlanan şirketlerin borçlarını ödemekte zorlanması kaçınılmaz. Bir yıl önce yani 2015 Kasım’ında 2.80 seviyesinde olan dolar ve 3.10 seviyesinde olan euro ile borçlanan şirketler yakın zamanda üst üste rekorlar kıran döviz kurlarının sıkıntısını yaşıyor. Peki bu problemleri yaşamamak adına şirketlerin ne yapması gerekiyordu?
Döviz kurlarındaki ani iniş ve çıkışlar her zaman şu sorulara yol açıyor; “daha ne kadar yükselir?” veya “daha ne kadar düşer?”. İhracatçılar da ithalatçılar da dövizdeki iniş çıkışların sonucunu kestiremiyor ve büyük maddi kayıplar yaşıyorlar. Dövizdeki iniş çıkışlar karşısında şirketlerin temkinli olması ve riskten arındırma (hedging) yapması gerekiyor. Peki nedir bu riskten arındırma?
Riskten Arındırma (Hedging)
Riskten arındırma, döviz ile işlem yapanların kur riskini sıfıra indirmek için yaptığı işlemdir. Riskten arındırmanın amacı döviz işlemi yapan kişi veya şirketlerin, gelecekteki döviz kurundaki değişimlerin olumsuz etkilerinden korunması ve olumlu yöne çevirmesidir.
Bu yüzden ihracatçılar, kur riskini garanti altına almak için vadeli döviz işlemi gerçekleştirerek girdi maliyetlerindeki artışa karşılık, düşük kurdan meydana gelebilecek zarardan kurtulmaya çalışır. İhracat bedelini alınca, anlaştığı kur üzerinden dövizi bankaya satıp, vadeli TL girdileri ile borcunu kapatarak kendilerini kur riskine karşı garanti altına almış olur.
İthalat yapan kişi veya şirketler ise daha çok değer kaybetme (devalüasyon) beklentisi içinde olduğu zamanlarda riskten arındırmaya başvururlar. Temel amaç döviz kurlarının değişiminden etkilenmemek olduğu için, ithalatçılar kur yükselirken, ihracatçılar ise kur düşerken riskten arındırmaya daha fazla ilgi gösterirler.
Girdisi TL, çıktısı dolar olan bir işletmenin riskten arındırma yapmasına örnek vermek gerekirse;
Diyelim ki bugün (Kasım ayında) Dolar/TL paritesi 3,10 ve Ağustos ayında (9 ay sonra) ödemeniz gereken 300.000 $’lık bir borcunuz var.
930.000 TL’lik bir ödeme aldınız. Yani elinizdeki para bugünün kuru ile 9 ay sonra ödemeniz gereken döviz borcunu karşılıyor.
Ama piyasanın dalgalı hali sizi endişelendiriyor ve 9 ay sonrasında Dolar/TL oranının 3,10 TL’den fazla olacağını düşünüyorsunuz. Dolayısıyla elinizdeki paranın bunu karşılamayacağından korkuyorsunuz.
Diğer taraftan 930.000 TL’nin tamamını fiziksel dolar alarak kasada bekletmek ve işletmenizin nakit akışını riske atmak istemiyorsunuz. Aksine bu parayı ticari hayatınızdaki nakit akışını devam ettirmek için kullanmayı planlıyorsunuz.
Riski bölerek, hem işletmenizin nakit akışını devam ettirebilmek hem de gelecekteki döviz riskinize karşı kendinizi koruma altına alabilirsiniz.
Bu noktada 930.000 TL’lik nakitin bir kısmı ile döviz borcunuzu hedge edip kalan kısmını işletmenizi nakit akışında kullanmaya devam edebilirsiniz.
Rakamlarla açıklamak gerekirse;
230.000 TL’lik teminat ile kaldıraçlı işlemlerde 300.000 $’lık bir dolar uzun pozisyonu alıyorsunuz. Bu noktada 1’e 4 kaldıraç ile bu pozisyonu taşıyabilirsiniz. Bu pozisyon, dolar 2,30 TL’ye düşene kadar sizi korumaya devam eder.
Doların yükselmesi durumunda ise bu pozisyondan elde edeceğiniz kâr Ağustos ayındaki 300.000 $’lık borcunuzun TL cinsinden etkisine eşit olacaktır. Dolayısıyla dolar/TL kuru 10 TL de olsa pozisyondan elde edeceğiniz kâr, borcunuza denk gelecektir.
Kısaca Kasım ayında, dolar/TL kurunu kendiniz için dondurmuş sayılırsınız.
Diğer taraftan elinizde kalan 700.000 TL’yi işletmenizin faaliyetlerini sürdürebilecek şekilde 9 ay boyunca kullanmaya devam edebilirsiniz.
OfisPaneli ile tüm hizmetlere en avantajlı koşullarla erişin,
boşa harcadığınız para ve zamanı, şirketinizi büyütmek için kullanın.
ÜCRETSİZ TEKLİF AL
Yorum Yap
E-posta adresiniz 3. şahıslar ile paylaşılmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir